Hıdiva Yalısı günümüzde Mısır’ın İstanbul Başkonsolosluğu olarak kullandığı yerdir. Tarih içerisinde bu yalı pek çok isim ile anılır. Ancak en sık kullanılan isimleri Hıdiva Yalısı dışında Hıdiva Sarayı ve Valide Paşa Yalısı’dır.
Bebek’te bulunan bu yalı son derece şık bir görsele sahiptir. Her bir ayrıntısı titizlikle tasarlanan bu yalı, insanları etkilemeyi de başarır. 2008 ile 2011 yılları arasında yalı oldukça geniş çapta bir restorasyon çalışmasından geçer. Bu sayede de bugünkü haline ulaşır. Daha önce pek çok defa yenilenen Hıdiva Yalısı son haline 20. yüzyılda kavuşur. Boğazın en güzel yalıları arasında yerini alan Hıdiva Yalısı ile ilgili geniş çapta araştırmalar yapılır. Bu sayede de tarihçesi ve mimarisi ile ilgili en doğru bilgilere ulaşılır.
Hıdiva Yalısı Hakkında Bilgi
Aynı yerde yapılan üçüncü yalı olma özelliğini gösterir. Daha önce iki kere yapılıp yıkıldıktan sonra 20. yüzyılda son hali ortaya çıkar. Bu son kez yapımından sonra da Hıdiva Yalısı modern bir tarza ulaşır.
Hıdiva Yalısı’nın ilk hali III. Ahmet zamanında yapılır. Lale Devri’nin en ünlü yalılarından biri yapılır. Arif Efendi’nin yaşadığı bu yalı daha sonra yıkılır. Yapılan ilk yalıda barok tarzı bir mimari sergilenir. Özellikle kabartmalı işlemelere yer verilir. Yalı yıkıldıktan sonra aynı yere ikinci bir yalı daha yapılır.
Hıdiva Yalısı yerine yapılan yalı tamamen ahşap bir özellik gösterir. Ahşap özelliği ile boğazın göz dolduran yalısı haline gelir. Hıdiva Yalısı hakkında bilgi içerisinde son sahibi Hıdiva Emine olduğu yer alır. Hıdiva Emine yirminci yüzyıla geldiğinde yalıyı yeniden onarır. Hıdiva Yalısı bu kez Fransız ve İtalyan mimarlar tarafından yapıldı. Cumhuriyetin ilanından sonra da Hıdiva Emine yalıyı Mısır Hükümetine bağışladı. Bu nedenle de yalı günümüzde Mısır İstanbul Başkonsolosluğu olarak kullanılır.
Mimarisi
Yalı boğazın en güzel yerinde konumlanır. Ayrıca son derece de güvenli bir koydadır. İki katlıdır. Ancak sadece denize bakan tarafı üç katlıdır. Son derece şık bir tarzda inşa edilen bu yalı saray görünümündedir. Bu nedenle de Hıdiva Sarayı olarak da bilinir. Mimarisi Fransız tarzda oluşturulur. Paris’te bulunan konakları andıran bu yalı Boğaz içerisinde hiçbir görüntü kirliliğine sebebiyet vermez.
Çatı mimarisi tam olarak Rönesans tarzını yansıtır. Bunda da İtalyan mimarın rolü büyüktür. Birbirinden farklı bölümler bu yalının temel özelliğidir. Ancak yalının arka tarafından bu bölümler geniş bir sofa ile birbirine bağlanır. İçerisinde bir de av köşkü bulunur. Ancak tarihi içerisinde sıklıkla bahsedilen av köşkü daha sonra yıkılmıştır. Mısır Hükümetine yalıyı bırakan Hıdiva Emine öldükten sonra av kökü yıkılır.