Tarihi Yarımada Neresidir?
Gerçekten dünya incisi sıfatını hak eden İstanbul’un ilk kurulduğu yerler arasında olan ve boğazın içinde geniş bir yarımada olarak konumlanan eski İstanbul Tarihi Yarımada nedir? diye soranlara yanıt veren dünyaca ünlü bir yerdir.
Haritalara baktığınızda Haliç, İstanbul Boğazı ve Marmara Denizi ile çevrili olduğunu göreceksiniz. Aynı zamanda suriçi olarak da tanınan bölge İstanbul’u çevreleyen tarihi surlar yüzünden bu isminle bilinir. Eski İstanbul, asıl İstanbul, Dersaadet veya Fatih ve civarı şeklinde, nasıl adlandırılırsa adlandırılsın, sonuçta tarihi yarımada içindesiniz demektir. Bizans İmparatorluğu’nun kurulduğu, sonradan Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik eden, bugün de dünya mirası sıfatını fazlasıyla hak eden yerdir.
Tarihi Yarımada Suriçi’dir
Tarihi yarımadanın batı, yani kara sınırını eski şehir surları oluşturur. Bu yüzden Osmanlı’dan bu yana bölge Suriçi olarak da bilinir. Bugün için ülkemizin yaşadığı mülteci sorunu nedeniyle çok sayıda Suriye’li göçmenin yaşadığı semtler arasında sayılmakta olan Suriçi semtleri tarihi değerlerini hiç kaybetmezler.
Bütün Fatih ilçeleri olarak geçen bu semtler İstanbul gezi turlarında mutlaka yer alır. Zaten Tarihi yarımada 1995 yılından beri birinci derecede arkeolojik, kentsel ve tarihi SİT alanı statüsündedir. Çok sayıda cami, kilise, sinagog, saray, çeşme, dikilitaş, konak tipi eski evler ve dokusunu kaybetmemiş sokaklar vardır. Yarımadanın yüzölçümü 15 bin 910.168 metrekaredir. Suriçi tarihi yarımada bölgesine kendine has dokusunu verir.
Tarihi Yarımadanın Tarihi
Yenikapı Marmaray yapımı sırasında ortaya çıkan buluntular İstanbul’un tarihini MÖ 6500 yıllarına kadar indirdi. Neolitik çağın kent kurma bilincinin en eşsiz örneğini İstanbul’da, bu bölgede görmekteyiz. MÖ 5000 yılına tarihlenen kalıntılar ise Sarayburnu ve Sultanahmet civarında ortaya çıkmıştır. Hepsi göz önüne alındığında tarihi yarımadanın 8500 yıllık bir yerleşim yeri olduğu bilinmektedir.
14 Eylül 1509 yılında yaşanan ve “Küçük Kıyamet” olarak adlandırılan deprem şehre çok büyük zarar vermişse de Sultan II. Beyazıd’ın bu yarımadayı yeniden kurduğu söylenebilir. Suriçi bölgesi 1894 depreminde de büyük zarar görmüştür. Bugün için bütün ilgili bakanlıkların, belediyelerin ve kurumların özel ilgisi ve denetimi altındadır.