Dünyanın en refah şehirleri , refah seviyesi en yüksek ve en düşük şehirler, insanların göç etme kararı verdiklerinde en önemli faktör olarak göz önünde bulundurdukları unsurlardandır. Belki refah düzeyi insanların bir yerden başka bir yere göç etmeleri için tek başına yeterli olmayabilir. Fakat yine de bu gibi yerler her zaman önemli rotalar arasında yer almaktadır. Genelde güvenlik, altyapı ve diğer çeşitli hizmetler açısından da üst seviyededirler. Dolayısıyla yurt dışından gelecek yabancı turistler için de çekici bir seçenek olarak yer almaktadır. Asya, Avrupa, Amerika ve Okyanusya gibi çok çeşitli kıtalardan şehirlere ev sahipliği yaparlar. Asya kıtasının turistik değer olarak ve altyapı gibi hizmetlerdeki gelişiminin de somut olarak yansıdığını göstermektedir. Peki dünyanın en yüksek refahına sahip şehirleri hangileridir? Bu şehirler hangi özellikleriyle en yüksek refah seviyesindedirler? Bu gibi detayları yazımızda inceleyebilirsiniz.
İçindekiler
Singapur:
Asya’nın yükselen yıldızlarından olan Singapur’un hem turizm hem de şehir hareketliliği açısından en büyük şehri olan başkent Singapur, refah seviyesinin yüksekliğiyle bilinmekte. Singapur bu yönüyle hem iç hem de dış göç alımında önemli bir rotadır. Teknoloji ve ticaretin önemli merkezlerinden biri olmak için ciddi yatırım alan şehir, altyapı başta olmak üzere pek çok konuda güvenli bir ev sahipliği yapmaktadır. Kitlesinin de genelde yüksek profilli olmasından dolayı Singapur, gerek Asya içi gerekse diğer kıtalardan pek çok yerli ve yabancı turist için tercih edilesi rotalar arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Turizmin yanı sıra göç konusunda da bölgesinde en çok tercih edilen şehirlerden biri olarak bilinmektedir.
Hamburg:
Sadece Almanya değil genel olarak Avrupa’nın önemli liman kentlerinden olan Hamburg, ülkedeki ticaret hayatının önemli rotalarından biri olmakla beraber sahip olduğu altyapı ve kamu hizmetleriyle de ülkenin en refah şehirlerinden biri olarak dikkat çekmekte. Sanayi açısından da Almanya’nın zengin kaynakları olan şehirlerinden Hamburg, köprülerle de dikkat çekmektedir. Sahip olduğu rotalar ve altyapı faaliyetleriyle Orta ve Kuzey Avrupa ticaretinin dünyaya yayılmasında önemli rol üstlenen Hamburg, tüm bu yönleriyle halkının refah seviyesinin en yüksek olduğu şehirdir.
Zürih:
Almanya’ya fazlasıyla benzeyen ve İsviçre’nin en büyük kenti olan Zürih, idari başkent olmasa da kültürel anlamda İsviçre’nin merkezi ve en çok turist çeken şehri konumundadır. Avrupa kültür başkenti olarak da bilinen Zürih, sahip olduğu asırlık yapılarla fazlasıyla görkemli bir ambiansa sahiptir. Refah olarak ise İsviçre zaten tüm karamsar siyasi çekişmelerden bağımsız ve refahlığıyla bilinen bir ülke. Zürih de ülke koşullarına uyarak bu refahlığı hem orada yaşayan halka hem de yurt dışından gelen turistlere fazlasıyla yansıtmakta. İsviçre’nin genelinde olduğu gibi bilişim şirketlerinin önemli bir yer edindiği ve Almanya etkisinin dil başta olmak üzere pek çok konuda görüldüğü Zürih, sahip olduğu ambiyans ve sağlanan hizmetlerin yanı sıra maddi gelir olarak da refah seviyesi en yüksek şehirlerden biridir.
Vancouver:
Batı Kanada’nın en büyük, genel olarak ülkenin ise en büyük üçüncü şehridir. Refah seviyesi fazlasıyla yüksek olan ülkenin önemli simgelerinden biridir. Hem çeşitli kökenden insanları bir arada barındırması hem de mükemmel eserleriyle yaşanması en keyifli şehirler arasında Vancouver sürekli olarak zirvenin üst sıralarında yer almaktadır. Ülkenin kuzeyinde yer aldığı için dağlık alanlarıyla da bilinen şehir, çeşitli dağcılık etkinliklerine de ev sahipliği yapmakta. Ayrıca film endüstrisi de Vancouver’da fazlasıyla gelişmiştir. Tüm bunlar Vancouver’ı, genel refah seviyesi en yüksek ülkelerden olan Kanada’nın yanı sıra dünyanın da en yüksek refah seviyesine sahip şehirlerinden biri olmasını sağlamıştır.
Auckland:
Yeni Zelanda’nın en büyük ve turizm potansiyeli en yüksek şehirlerindendir. Refah seviyesi en yüksek şehirler listesinde de yıllardır zirveyi zorlayan şehirlerden. 250 kilometre uzunluğunda Hauraki Körfezi’ne ev sahipliği yapar. Dünyanın en büyük yelken yarışı olan Amerikan Kupası başta olmak üzere pek çok yelken yarışına ev sahipliği yaptığı için Yelkenliler Kenti olarak da bilinir. Bu yarışlardan dolayı şehre dönem dönem yoğun turist akını oluşur. Sadece maddi gelir olarak değil; ambiyansı, tarihi ve doğal güzellikleri, festivalleri, müzeleri ve nice dikkat çeken yanıyla Auckland turizm açısından da çok sayıda kaynağa sahiptir. Sahip olduğu su yollarından dolayı plajları da ünlü olan kent, özellikle bu yanıyla kış aylarında Kuzey Yarımküre’den bol miktarda turist ağırlamaktadır.