Kültürel faaliyetlerin en yoğun olduğu şehirler bir ülkenin turizm potansiyelini ortaya koyması için önemli vitrinlerdir. Uluslararası alanda yer edinmiş bu kültürel aktiviteler, yurt dışından pek çok kişinin gelmesini sağlamaktadır. Sadece şehir değil ülkenin prestiji için de önemli olan bu gibi faaliyetler, ekonomik olarak da ülkelere ve özellikle de kültürel faaliyetlerin yapıldığı şehirlere fazlasıyla değerli kazanç sağlamaktadır. Bu faaliyetler kimi zaman film festivali olabileceği gibi kimi zaman da resim, konser ya da diğer çeşitli sanat aktivitelerine odaklı festival ya da diğer etkinlikler olabilir. Peki dünyada kültürel aktivitelerin en yoğun olduğu şehirler hangileridir? Bu şehirler hangi aktiviteleriyle ön plana çıkıp yurt içi ya da yurt dışından misafirler ağırlamaktadır? Konuyla ilgili bu gibi detayları yazımızda bulabilirsiniz.
Prag
Tarihi dokusu ve pek çok sanatçının hayatının bir bölümünü geçirdiği Prag, kültürel aktiviteler için ambiansı en güzel sağlayan şehirlerden biri olarak ön plana çıkmaktadır. Şehirdeki en bilinen eserlerden birinin The Beatles grubunun solisti John Lennon’a ithafen yapılan Lennon Duvarı olması da bunun en iyi kanıtlarından birisi.
Aynı şekilde 20.yüzyılın en büyük edebiyatçılarından Kafka’nın müzesinin de doğduğu şehir olan Prag’da bulunması, Prag’ın kültür-sanat hayatı için sahip olduğu önemin bir başka yansıması. Bu gibi örnekler elbette çeşitli festivallerin de Prag’da yoğun bir ilgiyle yapılmasını sağlıyor.
St.Matthew Panayırı, Tanec Praha, Prague Proms ve Verdi Festivali başta olmak üzere her yıl onlarca etkinlik, Prag’ın kültür şehri olmasını ve hem ülke içinden hem de yurt dışından çok sayıda yerli ve yabancı turiste ev sahipliği yapmaktadır.
Viyana
Avusturya’nın başkenti ve en büyük şehri olan Viyana da tıpkı Prag gibi asırlardır kültür-sanat hayatının Avrupa’daki merkezi noktalarından biri olmuştur. Özellikle Mozart faktörüyle klasik müzikte çok önemli bir yeri olan Viyana, Franz Schubert faktörüyle de bu yerini perçinlemiştir. Ayrıca Stefan Zweig de Viyana’nın edebiyattaki gücünü göstermektedir. Tüm bunlar, Viyana’nın müzik, edebiyat ve resim gibi pek çok kültürel etkinlik konusunda Avrupa’nın saygın şehirlerinden biri olmasını sağlamıştır.
Paris
Londra ile birlikte dünyanın en çok turist ağırlayan Avrupa şehirlerinden Paris, sadece kültür-sanat değil tarih boyunca yaşadığı pek çok unutulmaz olay ve çıkardığı çok sayıda farklı figürle Avrupa’nın en kilit başkentlerinden biridir. Yaşadıkları bu unutulmaz olayların en önemli sonucu ise, kültür-sanat hayatını besleyen içerikler çıkarmasıdır. Örneğin Fransız Devrimi; sonrasında Sefiller ve İki Şehrin Hikayesi gibi klasiklerin yanı sıra çok sayıda önemli kitabın oluşmasına ve aynı şekilde diğer alanlarda da sanat eserlerinin icra edilmesine öncülük etmiştir.
Şehirdeki pek çok asırlık yapı ve alan da günümüzdeki kültürel aktivitelere ilham verirken tüm bunlar, tıpkı Londra’da olduğu gibi Paris’in de en çok turist çeken şehirler sıralamasında Avrupa kıtasını temsilen üst sıralarda yer almasında önemli rol oynamaktadır.
Amsterdam
Eğlence ve kültür-sanatın bir arada olduğu şehirlerden Amsterdam, edebiyat, resim ve müzik başta olmak üzere pek çok sanat dalında uluslararası çapta etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır. Sanat tarihinin en önemli ressamlarından Rembrandt ve Van Gogh’un bayraktarlığını yapan şehir, Rijksmuseum ve Van Gogh Müzesi ile şehre gelen herkesin bir şekilde kültür-sanatla iç içe olmasını sağlamaktadır. Ayrıca 2.Dünya Savaşı sırasında yazdığı notları kitaplaştıran ve bu kitabıyla milyonlarca insana ulaşan Anne Frank’ın savaş sırasında Amsterdam’da yaşaması da edebiyat ve tarih açısından şehrin ayrı bir anlam kazanmasını sağlamıştır.
Madrid
Avrupa’nın en önemli parçalarından olan İspanya’nın başkenti Madrid, pek çok açıdan gerek Avrupa tarihi gerekse dünya tarihi için önemli bir başkent. Günümüzde özellikle de dans, resim ve edebiyat alanlarında önemli etkinliklere imza atan Madrid, kültürel anlamda da Avrupa’nın önemli merkezlerinden biridir.
Picasso ve Salvador Dali gibi 20.yüzyıla damgasını vuran iki ressamı çıkartmış olması da İspanya’nın genel olarak resim konusunda ne kadar bereketli topraklara sahip olduğunun yansıması niteliğinde. Günümüzde de bu ışığını başta Madrid olmak üzere genel olarak İspanya’da devam ettiren kültür-sanat altyapısı, özellikle de başkent Madrid’de yapılan etkinliklerle kültürel turizm anlamında önemli rotalardan biri olarak dikkatleri çekmektedir.
Lizbon
Portekiz’in başkenti ve en büyük kenti olan Lizbon, hem atmosferi hem de Jose Saramogo gibi edebiyat başta olmak üzere pek çok konuda çıkardığı isimlerle kültür-sanat hayatının en renkli şehirlerinden birisi. Bu “renkli şehir atmosferi” tanımının içerisine pek çok detayı ekleyebiliriz, bu detaylardan en gözdesi de hiç şüphesiz Sintra bölgesi.
Şatolar Şehri olarak bilinen Sintra, Lizbon’a bağlı bir bölge. Sintra içerisinde asırlık saraylar yer almaktadır. Şehrin pek çok yanına dağılmış bu gibi yapıtlar kültür-sanat tarafına da ilham veren eserlerin oluşmasında katkı sağlamıştır. Bu sebeple de her yıl kültürel anlamda çok sayıda ulusal ve uluslararası etkinliğe ev sahipliği yapar. Avrupa’nın en renkli ve entelektüel şehirlerinden biri olarak ön plana çıkmaktadır.
Pekin
Kültürel faaliyetlerin en yoğun olduğu şehirler sıralamasında yer alan bir başka şehir ise Asya kıtasının gözdelerinden Pekin. Çin son yıllarda dünyaya kapılarını açmaya başladıkça kültürel gelişmişliği de daha iyi keşfedilmeye başlandı. Resim, müzik, edebiyat gibi pek çok kültür-sanat alanında asırlık birikiminin değeri yeni yeni anlaşılıyor.
Tarih boyunca çok sayıda önemli edebiyat, resim ve dans gibi kültür-sanat alanlarında saygın isimler yetiştirdi. Şimdilerde yapılan kültürel turizmler sayesinde bunu daha iyi sunabiliyor. Çin özellikle 2008 Olimpiyatları ile birlikte bu gibi turizm faaliyetlerine verdiği önemi artırmaya başladı.
Muhtemelen önümüzdeki yıllarda kültürel faaliyet anlamında çalışmalarını artırıp kültürel turizmin önünü daha da açacak bir Pekin göreceğiz. Yine de şimdiden kültürel turizmin en yoğun olduğu şehirlerden biri olduğunu söyleyebiliriz.
Londra
İngiltere’nin başkenti ve finans merkezi olan Londra, kültür ve sanat anlamında da oldukça önemli bir merkez rolüne sahiptir. Özellikle müzik anlamında dünyayı kasıp kavuran İngiliz kültürü, edebiyat açısından ise isimleri saymakla bitmeyecek ikonlara sahiptir. Ayrıca opera ve bale gibi alanlarda dünyanın en iyi okullarına sahiptir. Bu, sanatın hemen her dalında iddialı bir ülke olduklarının kanıtı.
Londra ise gerek sanatçıların hayatlarının önemli vakitlerini geçirmesi gerekse dünyaca ünlü İngiliz sanat okullarına ev sahipliği yapmasıyla İngiltere’nin kültür-sanat alanındaki en önemli temsilcisi olmuştur. Londra’da şehrin her tarafında ayrı bir kültür-sanat etkinliğine denk gelebilirsiniz. Bu etkinliklerde hem dünya çapında hem de hiç tanımadığınız sanatçıları bir arada görebilirsiniz. Bu sebeple Londra, finans ve idari işlemler açısından olduğu gibi kültür-sanat alanında da İngiltere’nin merkezi şehri konumundadır.
New York
Kültürel faaliyetlerin en yoğun olduğu şehirler sıralamasında Amerika’yı temsilen yer alır. New York, Amerika’nın kuruluşundan bu yana yaklaşık 250 yılda inşa ettiği kültür ve sanat hayatının en önemli parçasını oluşturmakta. Scott Fitzgerald ve Ernest Hemingway gibi dünyanın en ünlü edebiyatçılarına, Andy Warhol ve Edward Hopper gibi dünyaca ünlü ressamlara, Josephine Baker gibi ikon dansçılara ev sahipliği yaptı.
Amerika, kültürel özelliğini günümüzde New York’ta çok iyi yansıtmaktadır. Kültürel faaliyetleri, New York’un dünyanın en çok turist çeken şehirler arasında olmasında büyük pay sahibidir. Önümüzdeki yıllarda daha da artarak şehrin entelektüel yapısını pekiştirip turist sayısını da artıracaktır.