Dünyada ülkesi dışında yatırım yapanların oluşturduğu pazar 400 milyar doları aşıyor. Bu pazarın yüzde 87’si ikamet amaçlı yatırımlardan kaynaklanıyor. İkamet amaçlı yatırımlarda Golden Visa başı çekiyor. Ancak gayrimenkul alarak Golden Visa edinimine Portekiz gibi ülkelerin yasak koyması, talebi çeşitli fonlara yönlendirdi.
Bu da gayrimenkul içermeyen fonlara talebi patlattı. Şu anda sağlık, endüstri ve IT sektörlerini hedefleyen özel sermaye fonları, teknoloji, bilim ve yenilenebilir enerji özelindeki girişim sermayesi fonları ve yatırımla yönetilen fonlar öne çıkmaya başladı. Türkiye’den bir çok kişi de artık golden visa hakkını fon yatırımıyla almaya başladı. Bu konuda bilginin, emlak edinimi ile golden visa almaya kıyasla daha sınırlı olduğuna dikkat çeken Vesta Global Kurucu Ortağı Teuta Narazan, doğru yatırım fonlarına nasıl başvurulacağını adım adım açıkladı.
Öncelikle fonun düzenleyici belgelerini kapsamlı bir şekilde analiz etmek ve hukuk danışmanlarından rehberlik almak en önemli ilk adım. Akabinde yatırım stratejisini risk toleransına, getiri beklentisine ve çıkara uygun uyarlanması gerektiğini kaydeden Narazan, “Likidite konusunda endişe duyan bir yatırımcı, kamu piyasalarına yatırım yapan açık uçlu bir fon ile daha fazla ilgileniyor. Güçlü şirketlere yapılan borç yatırımları da daha az riskli olabilir. Risk seviyesi artışıyla beraber getirinin de artması gerekiyor. Bu hesaplanmalı. Keza fonun abonelik ücretleri, yıllık yönetim ücreti ve performans ücretine de dikkat edilmeli. Yüzde 1-2 standart abonelik ücreti, yüzde 1,5-2,5 yıllık yönetim ücreti ve yüzde 5 üstü getirilerde yüzde 20 performans ücreti kabul edilebilir. Fonlara yatırımda, fonu yöneten ekip, geçmişteki performansı ve fonun stratejik hedefleri bilinmeli. Fonun yatırım stratejisinin güçlü makroekonomik temellere dayalı olması önemli. Fonun nereden yatırımcı çektiği de araştırılmalı. ABD’den kurumsal yatırımcı kısmen iyi bir ipucu olabilir. Uzun vadede, piyasalar dünya ekonomisini takip ediyor. Gelecek 2, 3, 5 ve 10 yıldaki değişiklikleri iyi anlayıp, doğru sektöre ve doğru şirketlere yatırım yapan fonları takip değerli.” dedi. Narazan, fon yöneticisini piyasadaki emsalleri ile karşılaştırmanın da iyi bir analiz verebileceğini kaydetti. “Bir fon seçerken ekonomik ve politik ortamı göz önünde bulundurmak da gerekiyor.” diyen Narazan, Türkiye’den yurtdışına artan talep sebebiyle dikkatli olunması uyarısında bulundu.
‘En öne çıkan ülke Portekiz’
Türklerin yurt dışında gayrimenkul alımları 2024’ün ilk üç ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 62 artışla 597 milyon dolara ulaştı. Son bir yıllık rakam 2 milyar 315 milyon dolar oldu. Gayrimenkul yatırımı artarken, Yunanistan’a 2021’de 21 milyon dolar, 2022’de 52 milyon dolar olan Türklerin doğrudan yatırımının 2023’te 203 milyon dolara yükselerek dörde katlandı. Portekiz’de de 2022’de 13 milyon dolarken 2023’te 159 milyon dolara yükseldi. Türklerin doğrudan yatırımlarında 2022’den 2023’e İtalya 26 milyon dolardan 112 milyon dolara, İspanya 39 milyon dolardan 89 milyon dolara, İngiltere 211 milyon dolardan 513 milyon dolara yükseldi. Türklerin tercih ettiği 3 ana ülkenin Yunanistan, Portekiz, Karayip pasaportları olduğunu kaydeden Narazan, “500.000 Euro’luk bir bütçe ayırmak isteyen ailelerin ilk tercihi Portekiz. Çünkü yaşamadan vatandaşlık veren en kolay ülke burası. Burada fon üzerinden yatırım öne çıkıyor. Çocuklarının yaşı uygun olan ve gelecekte yurtdışında okumasını çalışmasını isteyenler burayı tercih ediyor. 250.000€ ile döviz bazında yatırım yapmak isteyen ve vize alma derdinden kurtulmak isteyen kişiler Yunanistan’ı tercih ediyor. Hem döviz bazında kira getirisi hem de golden visa sahibi oluyor. İngiltere ise daha çok eğitim ve yaşam için tercih ediliyor.” dedi.